yargı yetkisi - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yargı yetkisi



Sens de "yargı yetkisi" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 13 résultat(s)

Turc Anglais
General
yargı yetkisi jurisdiction n.
yargı yetkisi judicial districts n.
yargı yetkisi bail [obsolete] n.
Trade/Economic
yargı yetkisi jurisdiction n.
Law
yargı yetkisi juridical power n.
yargı yetkisi cognizance n.
yargı yetkisi judicial power n.
yargı yetkisi cognisance n.
yargı yetkisi judiciary power n.
yargı yetkisi jurisdiction n.
yargı yetkisi jurisdiction n.
yargı yetkisi danger n.
Politics
yargı yetkisi jurisdiction n.

Sens de "yargı yetkisi" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 63 résultat(s)

Turc Anglais
General
yargı yetkisi tanımı dicealolgy [obsolete] n.
gezici mahkeme ve jürili mahkeme gibi üst yargı yetkisi bulunan bir mahkemeye sahip kasaba shire town [dialect] n.
yargı yetkisi vermek confer jurisdiction v.
yargı yetkisi bulunan komiteye ait veya ilgili syndical adj.
yargı yetkisi anlamında kullanılan son ek -ric suf.
Trade/Economic
yargıtayın yargı yetkisi appellate jurisdiction n.
Law
yargı yetkisi kapsamındaki bölge territory [scottish] n.
yargı yetkisi olan makam tribunal n.
alt mahkemenin yargı yetkisi original jurisdiction n.
cezai yargı yetkisi criminal jurisdiction n.
çekişmesiz yargı yetkisi non-contentious jurisdiction n.
ceza davaları yargı yetkisi criminal jurisdiction n.
deniz mahkemeleri yargı yetkisi admiralty jurisdiction n.
genel yargı yetkisi general jurisdiction n.
istinaf mahkemesinin yargı yetkisi appellate jurisdiction n.
idari yargı yetkisi administrative jurisdiction n.
ihtilaflı yargı yetkisi contentious jurisdiction n.
ihtiyari yargı yetkisi optional jurisdiction n.
ilk yargı yetkisi original jurisdiction n.
mahkemelerinin yargı yetkisi equity jurisdiction n.
münhasır yargı yetkisi exclusive jurisdiction n.
münhasır yargı hakkı ve yetkisi exclusive jurisdiction n.
normal yargı yetkisi ordinary jurisdiction n.
nihai yargı yetkisi final jurisdiction n.
sınır aşan yargı yetkisi long arm statute n.
temyiz mahkemesinin yargı yetkisi appellate jurisdiction n.
tartışmasız yargı yetkisi non-contentious jurisdiction n.
uluslararası yargı yetkisi international jurisdiction n.
ülkesel yargı yetkisi territorial jurisdiction n.
vesayet mahkemesi yargı yetkisi probate jurisdiction n.
yabancı ülke mahkemesi yargı yetkisi foreign jurisdiction n.
zorunlu yargı yetkisi compulsory jurisdiction n.
ganimet davaları haricinde tüm denizcilik sözleşmeleri ve haksız fiilden doğan zararlar üzerinde yargı yetkisi olan bir deniz mahkemesi kolu instance court n.
(yargı bölgesinde) genel yetkisi bulunan mahkeme district court [us] n.
yargı yetkisi olan kimse dignitary prebend n.
davanın yargı yetkisi olan makamca görülmesi consideration n.
eskiden kral antlaşmasını etkilediği için kraliyetin özel yargı yetkisi istediği davalar pleas of the crown n.
(iskoç hukukunda) kendi yargı yetkisi olan yargıç ordinary n.
(barış zamanında) devletin açık denizde seyahat eden gemileri üzerinde sahip olduğu münhasır yargı yetkisi freedom of the seas n.
(eski ingiliz hukukunda) tımar veya derebeylikte tam yargı yetkisi soc and sac n.
mahkemenin yargı yetkisi dışında extrajudicial adj.
mahkemenin yargı yetkisi dışında extra judicial adj.
yargı yetkisi olan jurisdictive adj.
sınır aşan (yargı yetkisi) long-arm adj.
belirli bir konu veya sorun üzerinde yargı yetkisi bulunan competent adj.
yargı yetkisi olan cognizant adj.
yargı yetkisi olan cognisant [uk] adj.
doğrudan yargı yetkisi oluşturan ordinary adj.
(yasal işlem, yargı yetkisi) uzun yargı prosedürlerinden etkilenmeyen summary adj.
Politics
bölgesel yargı yetkisi territorial jurisdiction n.
devletin kendi ülkesi üzerindeki yargı yetkisi territorial jurisdiction n.
deniz davaları yargı yetkisi maritime jurisdiction n.
hava yargı yetkisi jurisdiction over air n.
iç yargı yetkisi domestic jurisdiction n.
yargı yetkisi ihtilafı conflict of jurisdiction n.
ingiltere ile galler arasındaki sınır bölgesi üzerinde yargı yetkisi bulan ve kraliyetin özgürlüklerinde faydalanan ingiliz lordu lord marcher n.
özellikle balıkçılık ve denizciliğin düzenlenmesi konusunda yargı yetkisi bulunan kurul conservancy [uk] n.
History
baron veya lordun yargı yetkisi dahilinde olan şey thanedom n.
(kilise hukukuna göre) kendinden alt kademedeki bir rahibin yetkisine bırakılmış meselelere ilişkin yargı yetkisi prevention n.
Religious
(papalık mahkemesinde) yargı yetkisi bulunan makam rota n.
en yüksek piskopos olarak papanın yargı yetkisi primacy n.
ruhani yargı yetkisi bulunan piskopos, rahip, başdiyakoz gibi birinin atadığı bir dini yargıçla ilgili official adj.
Military
genelkurmay başkanının gücü, bölgesi ve yargı yetkisi captaincy general n.